Beşiktaş Mutlu Son Masaj Esra Hanım
Beşiktaş Mutlu Son
Beşiktaş Mutlu Son Aşk neyi sever? Sonsuzluğu. -Aşk neden korkar? Kısıtlamadan. -Bu büyük salonun ardında ufak bir oda, daha doğrusu bir odacık vardır; Wahrierin evindeki ne kadar odaysa bu da öyle. Benzerlik çarpıcıdır. Yeri snasihat dallarından yapılmış bir hasır halı kaplar; kanepenin önünde küçük bir çay masası durur, üzerinde de bir lamba, evdekinin suretinde. Her şey aynı, bir tek daha görkemli.
Bu, odayla birlikte olmama olanak tanıyabileceğimi hissettiğim bir fark. Salonda bir piyano vardır, çok mütevazı bir şeydir, fakat Jansen’lerinkini anımsatır. Kapağı açıktır; nota sehpasında ufak bir İsveç müziğinin notaları açık durur. Antreye oluşturulan kapı aralıktır. O, odanın arkasındaki kapıdan içeri girer- Johan’a bu mevzuda talimat verilmiştir: Böylece gözleri odacığı ve piyanoyu beraber görür. Ruhunda anılar canlanır, tam o anda Johan kapıyı açar.- Yanılsama kusursuzdur. Odacığa girer. Mutludur; inanırım bundan. Bakışları masaya rastlamış olduğunda bir kitap görür.
Beşiktaş Mutlu Son
Beşiktaş Mutlu Son Aynı anda Johan sanki onu bir kenara koyacakmış gibi eline alır ve doğal bir havayla “Beyefendi sabah buraya vardığında unutmuş olsa gerek” der. Böylece Cordelia, önce benim bu sabah orada olduğumu öğrenir ve sonra kitaba bakmak ister. Kitap, Apuleius’un ünlü Cupid ve Psyche’sinin Almanca çevirisidir. Bu şiir yapıtı değildir, esasen olması da gerekmez; çünkü bir genç kıza hakiki şiiri sunmak daima hakarettir; sanki kendisi, başkasının düşüncesiyle tüketilmeden önce metne gizlenmiş şiiri içine çekilebilecek kadar şiirsel değbilimselş benzer biçimde. Bu genellikle insanoğluın düşündüğü bir şey değildir, ama yine de böyledir. – Bu kitabı okuyacak ve böylece amaca ulaşılacak.-
Kitabın okunduğu en son yerini açmış olduğunda minik bir mersin dalı bulacak; bunun bir kitap ayracından daha çok bir anlam taşımış olduğunı da bulacak. Cordelia’cığım! Bu tehlike niye? Hepimiz bir arada oldukça kuvvetliyüz, dünyadan da güçlüyüz, tanrılardan da güçlüyüz. Biliyorsun, bir zamanlar dünyada, insan olmasına karşın kendi kendine kafi olan ve aşkın tinsel birliğini bilmeyen bir tür yaşamış. Fakat bunlar kuvvetliymüşler, cennete saldırabilecek kadar güçlüymüşler. Jüpiter bunlardan korkmuş ve bunları birken iki, kısaca adam ve hanım olacak şekilde ikiye bölmüş. Zaman zaman, önceleri birleşik olanın aşkla tekrar bir araya gelmiş olduğu oluyor; bu şekilde bir birlik Jüpiter’den daha güçlüdür.
Son yorumlar